17 Kasım 2014 Pazartesi

saat 16:25
karnım acıktı
arabasız geldiğim için kocamın beni almasını bekliyorum
kocam daha "çıkıyorum" diye aramadı bile
metroya binip gitmeye binbir naz yapmasaydım şimdiye çoktan evdeydim
eve gitmeyeceğim ki
kız kardeşimle buluşacağım
aman neyse işte
az evvel "tükenmişlik" hali yokladı gene
sadece uzan ve derin nefes al
16:28
pazartesileri çok severim
bu gün pazartesi
mutsuzum
kadın gibi değilim
taktım da ondan mı mutsuz oldum
demin sönen sigaraya inat bir tane daha yakayım sönmeyeymiş o da
16:29
masamda elma buldum
benden iyisi yok
kırk yıl yememişim aklıma gelmemiş de açlığıma saklanmış şeker şey seni
16:30
dışarı baktım
bir şey göremedim
gözüm pencerenin pisliğine takıldı
16:31
elmanın yarısı bitti
sen iyi akşamlara uğramadın
gittin mi ki acaba
16:32
ben aslında bir kaç yıl önce öğretmiştim kendime
acelesiz telaşsız olabilmeyi
nereden çıktı gene bu her şeyi yaparken illa başka bir şeye yetişecekmişim gibi telaşlı haller
16:33
demek üç cümle bir dakika
elmayı yerken sigaradan nefes çekiyorum
daha duman bitmeden elmadan ısırık alıyorum
16:34
ay vallahi üç cümle bir dakika:)
artık bakmayacağım saate
hafta sonu gelse de şöyle huzurla bi dinlensem
hafta başlasa da ev işlerinden kurtulsam
ulan hiç biri bitmiyor
neyi bekliyorum?
kraliçem sizi şöyle alalım
şarkı falan da dinleyesim yok
bu saate kadar aramadığına göre eyvah eyvah
demek toplantı var
eşyalarımı hazırlayayım bari
iki kargom geldi bu gün
hepsini tek yerde toplayayım
demek kargolarla bile rahatlayamamışım
neden?
biliyorum ben neden
çok para harcıyorsun
bu cümle beynimde tanıdığım her ses ile birlikte de ondan
biraz birikim yapsaymışım iyiymiş
ne için yapayım be
üç kuruş harcayınca suçlu gibi hissettirmeyi başardılar ya helal olsun
kusura bakmasınlar bir sigara daha içeceğim
sonra da ay bana bişeyler oluyo
 ay takatim kesildi
bu kadar üzmeselermiş
bak nasıl içime oturmuş yaptıkları
erkeğe hem erkek gibi hissettirecen hem kadın gibi hem evladın gibi gibi de gibi
erkek kadına sadece kadın gibi hissettirecek
ahan da bu kadar basit
offff çok sıkıldım ya

12 Kasım 2014 Çarşamba

sevgili cennetim:)))
madem senin bir gözün burada iki gözüm, yazmıyorum diye de kızıyorsun, ben de doğrudan sana yazıyorum şimdi, üstelik de sen bir metre ötemde kahve yaparken:)
pis oyunbozan:)
beynimin talimatını bozdun, ben sabah sana geldiğimi haber vermeyecektim, önce dün geceki komediyi anlatıp işin heyecanlı kısmında kesecek hadi gel de kahve yap diyecek ve kahveleri içerken muhabbete devam edecektim.
madem geldin işler tersine döndü, eh, ben de tersten başlarım:)
şimdi kahve:)
canımın içi cennetim,
az evvelki muhabbetlerden sonra akşam eve gittim, ana benim paşa oğlu ile paşa daha yemek yememiş! hadi yemek telaşı vs.
mutfağı da toplayıp çekildim köşeme, yaktım sigaramı elimde telefon takılıcam bi başıma.
hahayttt nerdeeeee..
klasik hareketler bunlar.
ulan ben adamlar rahatsız olmasın diye sigarayı mutfakta içiyorum, iki dakika bırakmıyorlar bi biri dikiliyor tepeme bi diğeri.
dün akşam ilk vazifeyi paşa oğlu aldı, hop tepemde.
elinde kendi telefonu, kurduğu cümle şu:
"bak otellerden biri bu"
otelin tanıtım videosunu açmış, kahve fincanına dayadı telefonu hadi seyret kızım!
ya hu bi çekil başımdan deyip kovsam, amuda kalksam, kendimi balkondan aşağı atsam, yok fark etmez, adam koşarak aşağı iner ben yerde dağılmış yatarken gene seyrettirir o videoyu, biliyorum, el mahkum başladım seyretmeye:)
şimdi hani biz kasım ayındayız ya hani bu te yaz tatilinin programını yapmaya uğraşıyo ya, zaten başlamış bende aylar öncesinden gezi stresi, ana o ne! aklımı oynatıyodum! otel bildiğin golf oteli! ya kardeşim biz ne zamandır golf oynuyoruz? hadi canım hadi dedim yürü git, ne işimiz var burda! gider mi sence? tabi ki hayır!
sıradaki video gelsinnnnn...
bak işte o otel iyiydi. hatırlar mısın bilmem, geçen yaz için baktığım şu sezon dışı zamanlara bile deli para isteyen, odadan havuza atlanabilen otel:)) hımmm bak bu iyi işte:))tabi bir anda zihnime bu, aylaaarrr önceden planlanan tatillerimizin yüzde sekseninde başıma gelen şey geldi, ula bu adam garanti benim mens zamanımı tutturur! ben de sancılar ödemler eşliğinde o havuzun başında ben buraya yatan parayla kaç çanta alırdım lan diye hesap eder küfür selinde boğulurum...meğer o arada video bitmiş, başka bir otele geçiş yapmışız. ay artık dayanamadım hadi yürü içeri gidelim, şu kısacık yalnız kalma zamanımın içine ettin diyerek salona geçtim ki ne göreyim! bizim paşa ışıkları söndürmüş, televizyonu kapatmış yatmaya gidiyo! baba, aloooo saat daha dokuz nereye diyerek çemkirince adam geri döndü tabi:) ve işte komedi ondan sonra başladı. herkes yerine çekildi, ben kanepeme uzandım örgümü aldım, paşa ve oğlu kendi kanepelerinde yayıldı televizyon açıldı, derin sessizlik benim kocanın otel muhabbetine geri dönmesi ile bozuldu:) ve işte tam o anda, normalde kulakları duymayan, cihazını da yatıyorum zaten diyerek kulağından çıkarmış olan babam oğlunun o fısıltılı sesini duydu:) ve başladı benimle muhabbete:)) adam orda deliriyor, bak ya gene ben başladım o da başladı diye. bizim konuşma bitince tekrar başlıyor ve hop baba da başlıyor:))) ay bu böyle yarım saat sürdü, adam iyiden delirdi, ay dedim ben ikinize de yetişirim sen de konuş:)))) ama babam öyle bir abarttı ki, oğlu konuşmaya başladıkça sesini iyiden yükseltip o nunkini bastırır oldu:))) beni aldı gülme, krize giricem:)) koştum mutfağa, yerlere attım kendimi:)
krizim biraz geçince yanlarına geri gidip tüm hıncımı aldım:))) gecenin nokta cümlesini patlattım, tatil muhabbetini bir süreliğine yok ettim;
"hayatım rica ederim, rezervasyonu üç kişilik yaptır"

30 Ekim 2014 Perşembe

hem hastalığa gıcığım hem mense hem de tatile çok fena sinir oluyorum çok fena!
yok artık dedim, dayanamayacağım, neredeyse iki ay oldu, bu virüs müdür bakteri mi ne haltsa girdi vücudumda evrim geçiriyor! vallahi sıkıldım! ateş yok boğaz ağrısı yok, ya halsizlik ya baş ağrısı, bulanıklık, ve sürekli hapşırık!
hapşır-maktan yakında beynimde hücre kalmayacak.
gidicem enfeksiyoncuya! eşim nasıl dalga geçiyor, git git, bi de deki çin den döndüğümden beri toparlayamadım:)) seni hemen karantinaya alsınlar..
oohooo öyleyse çoktan geçmiş olsun, ahahhaa herkeslere bulaşmıştır şimdiye kadar..
e ne oldu, gittim, tahlilleri verdim, aha işte klasik her şey temiz!
ay vallahi bunlar evrim geçiriyor!
dün artık takat sıfırlanmış..
bütün gün, HER ZAMAN OLDUĞU gibi,
mutfakta çalış, evi topla, bi daha mutfak,
bir yandan deli gibi kan kaybet, yaş geçiyor, menapoza kaç kaldı bilmem ama düzensiz mensler şiddetli kanamalar, sancılar,
zaten olmuşum patates çuvalı gibi,
biri eline almış çuvalı oradan oraya savuruyor,
diğer tarafta kayın peder hasta, adamcağız yatak döşek,
ama o şanslı,
normal grip,
boğaz ağrısı var, ateş var, ses de gitti,
yaş seksen
..
en sonunda attım kendimi yere
gözlerimi kapadım
ay galiba ölüyorum dedim
bir de ışık parlıyor
hah işte nurlar içinde geldi azrail as
ayy dedim buyrun hoşgeldiniz
bana mı geldiniz babama mı?
sonra birden anladım ki tepemde yanan lambadan geliyor ışık
öldüğüm falan yok, babam da sağ
halı da beyaz, tüylü tüylü
hafazanallah kan revan olmasın
kalçam da mahvoldu
ayyy kalkayım da kanepeye yatayım
gerisini de hatırlamıyorum
...
şu yaş seksen ve grip olayı sabah tırsıttı beni, ya dedim adama ilaç mı başlasak, sonra durdum ulan dedim
adamda tansiyon yok
şeker yok
kalp sağlam
dişler saçlar orjinal
tüm kan değerleri senden benden iyi
adam taş gibi
sen o na ilaç başlamayı düşüneceğine kendine bi baktır dangalak!
ev işleri dışında hareket sıfır
elinde kahve paso sigara
üstüne her daim stres ve paranoid beyin
arka fonda sabahtan beri selami şahin
ben sevdalı sen belalı
saat olmuş 11.56
bir pireye bile faydam olmamış yarım gün
eee zırt zırt tatil yapmasaydınız kardeşim
o ne ya!
hadi cumhuriyet bayramı tamam tatil olsun
iyi de arifesi ne demek?
neden bir gün öncesi yarım gün tatil?
akıl alır şey değil
sonra da gel işe adapte ol!
her gün tatil olsun ona başım kurban
ama böyle arada tatil!
gıcığım işte!
tatilde evde misler gibi dinlensem belki olmazdım
ama yookkkk köle gibi çalış
istemiyorum tatil
cennetim geldi, mama saatiymiş:)))
en şahane şey, yemekten sonra kahve puro keyfi cennetimle muhabbet


28 Ekim 2014 Salı

iyi ki dolmuş odam!
öyle büyük huzurlar geldi ki!
kaç zaman olmuştu kapanmıştı kitap,
bir anda açılıverdi!
üzgünüm kendim için, onca şey sonraya kaldı,
şimdi sadece O var!
kainatın sultanı, o sultanın eseri!
"orada anlayacaksın ki senin varlığınla bu kainat tam, sen olmazsan kainat olmaz, tıpkı diğerleri gibi, tıpkı diğer her şey gibi"
demişti gitmeden
gittim
anladım.
yorgunluktan, kokulardan, kalabalıktan...
hiç bir şeyden sıkıntı duymadığım tek seyahat,
bu bir seyahat değildi de ondan mı?
bu günün hesaplama sistemiyle,
yani bu yıldan doğum yılı çıkartılarak bulunan hesap ile,
kırk yaşına girdiğim gün oradaydım.
bu yüzden çok sevdim kırk yaşımı.
ama bu sonranın hikayesi...
döndüm ve ilk defa başladım okumaya..
her harfle aşk oldum, aşık oldum,
aylar sürdü, bitti.
bir daha istedim,
tekrar okuyayım..
olmadı..
açmadı kendini..
muhabbetler de kesildi sonra.
bir gün çok sinirlendim,offf neden açılmıyor?
dedi ki bir anda,
"okuyup aldıklarını unuttun ya, hani vardığın yerleri yaşamayı bıraktın ya,
sen ilk okumanın tadını da verdiklerini de uzaklaştırdın ya, şimdi nasıl bekliyorsun tekrar izin verilmesini"
ama gene olmadı..
günler haftalar geçti..
dün gece!
bir anda okurken buldum kendimi,
çok değil sayıyla, 10 ayet,
her şeyi, her zamanı, her yeri kaplamış,
başlamışım meğer!!!
tam da başlamıştım yazmaya hoppaaa ne bu şimdi derken,
birden açılanlar..
O Sultan razı olsun senden, seni aracı kılıp kendini hatırlatan Sultanıma şükürler olsun.
bu gün öğleden sonra tatil, yarın da tatil, bu durumun verdiği rahatsızlığı ve diğer her şeyi bir kenara bırakıp,
aşkın içine atıyorum kendimi
...

çok güzel tabi, tarih işini hesaba katmamışım, aynı tarihli onbin tane yazı, aman çok da umurumda, kendi kendime eğleniyorum şurda..
şimdi ben hiç böyle bir insan değilim,
kimseler inanmaz yazdıklarıma, bir tek cennetim bilir,
herkes beni aman da şeker, sosyal, herkesle anlaşabilen,cici bir kadın olarak bilirken ben içimdeki tüm gıcıklıkları rutin olarak her sabah cennetime püskürür tazrda anlatırım.
!!!
bu oda boş kalmıyor ki!!!
y a z a m ı y o r u m
biz günlerdir blog açalım, içimizi boşaltalım diye heyecanla bekleyelim, uygun zaman bulalım, açalım bloğu, düzenlemeye başlayalım ki biriken dünya kadar yazılacak şey var, ama sen tut bana bir türlü profilimde hakkımda kısmını doldurtma!
al işte gıcık oldum!
blog düzenlemesi ile uğraşmaya gezilerden de çok gıcık oldum!( şu anlık tabi:))
her zamanki gibi logore yapıp uzun uzun manasız şeyleri buraya mı doldursam yoksa offf sıkıldım diyerek yeni sayfaya mı geçsem?
sıkıldığıma göre, cennetimin başına dert olmaktan vazgeçişimi başka sayfaya yazacağım:)